2 Ağustos 2014 Cumartesi

2.Sendikaların Faaliyetleri

2.Sendikaların Faaliyetleri
Sendikalar ve konfederasyonlar bağımsız özel hukuk tüzel kişiliği nedeniyle, gerçek kişilere özgülenenler dışında kural olarak her tür temel hak ve özgürlüklerden yararlanırlar. Şüphesiz bu yararlanma eylem ve/veya işlemlerini de yetkili organları kanalıyla icra ederler. Organın bu sıfatla sergilediği tutumdan ise, yerine göre organla birlikte, yerine göreyse yalnızca sendika tüzel kişisi sorum­ludur.
2.1.      Sendika Ve Konfederasyonlara Serbest Faaliyetler
Sendika ve konfederasyonlara serbest kılınmış faaliyetlerin “çalışma hayatına” ilişkin veya “sosyo-ekonomik” faaliyetler oldu­ğu görülür. Bunlar genellikle kanunda sayılan faaliyetler olarak ele alınıp incelenirse de bunun isabet taşıdığı söylenemez. Biz sendika ve konfederasyonların niteliklerine uygun düşen ve hukuken yasak­lanmamış tüm faaliyetlerin özgürce yapılabileceği kanısındayız. Örneğin sendikalar (ve konfederasyonlar) amaçlarıyla ilgili olsun olmasın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilirler. Artan hayat pahalılığını veya milli maçlarla ilgili yanlış kararlar veren UEFA’yı protesto gayesiyle miting düzenlemede durum budur.
2.1.1.   Çalışma Hayatına İlişkin Faaliyetler
Bunlar sırf çalışma yaşamına özgü uğraşlar (aktiviteler) olup, sendikayı çalışma hayatının bir gerçeği olarak gözler önüne koyar. Sendika ve konfederasyonların çalışma yaşamına ilişkin faaliyetleri başlığıyla sunduğumuz bu faaliyetlerden kimilerinin sadece sendi­kaya tanındığı, onun tek üst kuruluşu olan konfederasyonlarınsa anılan imkanlardan yoksun tutulduğunu belirtmeliyiz. Sendikaların bu alana ait faaliyetleri şunlardır:
-           Toplu Pazarlıkla İlgili Faaliyetleri
Bilindiği üzere, Türk Hukukunda TİS’in işçi tarafının bir işçi sendikası olması zorunludur. İşveren yanı ise duruma göre işveren yahut işveren sendikasıdır.
İşte toplu pazarlık alanına giren faaliyetler olarak sendikalar TİS yapabilme ve ona taraf olabilme olanağına sahiptirler. Fakat TİS’ni her sendika değil, sadece ehliyet ve yetki koşulunu sağlamış bir sendika yapabilir. TİS yapma çerçevesinde, sendikanın TİS yet­kisi ve prosedürüne girme ve TİS imzalama yetkisi vardır. Keza eğer TİS görüşmeleri olumsuz sonuçlanırsa arabulucuya başvurma ve bunun da neticesiz kalması halinde iş mücadelesine girebilme imkanı vardır. İşçi sendikasının “grev” kararı alıp uygulaması, buna karşın işverenin (duruma göre işveren sendikasının) “lokavt”a karar verip uygulaması böyledir. O halde denilebilir ki, sendikaların top­lu pazarlıkla ilgili faaliyetleri TİS için yetkiden, toplu görüşme, arabuluculuk, iş mücadelesi ve TİS’in imzalanmasına dek geniş bir yelpaze çizer. Konfederasyonların bu tür faali­yette bulunmaları mümkün değildir.
-          Sendikaların Yargısal Alandaki Faaliyetleri
Bundan kasıt, sendika (ve konfederasyon)ların yargısal bir iş­lev gördükleri değil, duruma göre bazen kendileri, bazense üyeleri (veya üyenin mirasçıları) adına yargı organı önünde dava açabil­meleri veya davaya muhatap olabilmeleridir.
a) Sendikanın Kendi Adına Dava Açabilmesi: Bir tüzel kişi sıfatıyla sahip oldukları genel dava ehliyeti dışında sendikaların çalışma hayatındaki kimi noktalarda özel olarak dava ehliyetine sahip kılındığını söyleyebilir. Bu dava hakkı, mev­zuat, TİS, vs. gibi hukukî temelden doğmaktaysa ve birey olarak sadece belli bir üyeyi yahut sadece sendikayı ilgilendirmiyorsa, buna “kollektif nitelikte dava hakkı” denir.
b) Sendikanın TİS’den doğan bir uyuşmazlıkta bizzat kendi adına davaya taraf olabilmesi de mümkündür. Örneğin TİS’in nor­matif bir hükmünün yorumuna ilişkin davada TİS tarafı işçi sen­dikasının dava ehliyetine sahip bulunduğu açıktır.
Bir işyerinde uygulanan grevin/lokavtın yasadışılığının tesbiti davası da uyuşmazlık tarafı sendikaca açılır fakat sadece dava ta­raflarını değil onların üyelerini de bağlar. Hal böyle olunca bunun da kollektif nitelikli bir dava hakkı olduğu söylene­bilecektir. Sendikanın, kendisinin de faaliyet gösterdiği bir yer için yapılan TİS yetkisi tesbitine itiraz davası da bireysel nitelikli dava hakkına örnek gösterilir.
c) Buna karşın, sendika TİS’in borç doğurucu kısmına ilişkin bir uyuşmazlıkta yine kendi adına ve fakat “bireysel nitelikte dava hakkı”na sahiptir. Zira TİS’in Borçlar Hukukuna ait kısmı, sadece TİS tarafları arasında hüküm doğurur.
Fakat bazen uyuşmazlık, TİS’in normatif kısmından yahut diğer mevzuattan doğan bir konuya ait olmasına rağmen, sendikayı değil, sendikanın “bir üyesini” yahut “o üyenin mirasçılarını” ilgi­lendiriyor bulunabilir. Örneğin hizmet sözleşmesi devam ederken ölen bir işçinin mirasçılarının işverenden kıdem tazminatı ve kul­landırılmamış yıllık izinlerin ücretinin ödenmesi talepleri böyledir.
2.1.2.   Sendikaların (Konfederasyonların) Sosyal ve Ekonomik Faaliyetleri
Sendika ve konfederasyonların bazı faaliyetlerinin yukarıdaki­lerden farklı olarak sosyal ve ekonomik alanı ilgilendirdiği görü­lür. Bunlar,
1) Üyelerine ve mirasçılarına adlî yardımda bulunmak,
2) Çalışma hayatıyla ilgili kurullara temsilci göndermek,
3) Bilgi artırıcı mesleki eğitim, kurs ve seminer düzenlemek,
4) İş mücadelesi sırasında yardım ve eğitim amaçlı yardımda bulunmak,
5) Sınaî ve iktisadî teşebbüslere yatırım yapmak,
6) Afet bölgelerinde bizzat konut, sağlık ve eğitim tesisleri yap­mak yahut bu amaçla kamu kuruluşuna yardımda bulunmaktır
7)Sendika işyeri temsilcisi atamak
Sendikaların sosyal ve ekonomik faaliyetleri yasada sayılan­larla sınırlı değildir. Örneğin, anlaşıp kartını aldığı bir süpermarket (veya marketler zincirinden) üyeleri için ucuz yahut kredili alış-veriş imkanı sağlanması yasada sayılmamıştır ama tamamen caiz bir faaliyettir.
1. Üyelerine veya Mirasçılarına Adlî Yardımda Bulunmak
Sendikalar “çalıştırmayı doğuran hukukî ilişkilerde sosyal gü­venlik, emeklilik ve benzeri hakların kullanılmasıyla ilgili olarak üyelerine veya (üye ölmüşse) mirasçılarına adlî yardım”da bulunur­lar. Buradaki adlî yardım, üyeler adına onların iste­ğiyle veya kendiliğinden dava açmak yahut CMUK’daki adlî yar­dım anlamında değil, üyelerin ve mirasçılarının iş ve sosyal güvenlik konularında yaşadıkları uyuşmazlıklarda, onlara bu haklarının savunumu için hukuki/adli yardım sağlamaktır.
2. Çalışma Hayatıyla İlgili Kurullara Temsilci Göndermek
Yasa sendikaların (ve konfederasyonların) sosyal ve ekonomik faaliyetlerinden bir diğerinin, “kanun ve uluslararası andlaşma hü­kümlerine göre toplanan kurullara temsilci göndermek” olduğunu belirtmektedir.
3. Bilgi Artırıcı Meslekî Eğitim, Kurs ve Seminer Düzenlemek
Sendika ve konfederasyonlar işçilerin veya işverenlerin mesle­kî bilgilerini artırıp millî tasarruf ve yatırımın gelişmesine, reel anlamda verimliliğin artmasına hizmet edecek şekilde kurs ve konferanslar düzenleyebilir, sağlık ve spor tesisleri, kütüphane ve basım tesisi kurabilir; işçilerin boş zamanlarını iyi ve nezih bir şekilde geçirimi için imkanlar sağlayabilir.
4. İş Mücadelesi Sırasında Yardım ve Eğitim Amaçlı Yardımda Bulunmak
Sendika ve konfederasyonlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında dağıtamazlar. Bu durumda sendikaları ortaklıktan ayran en önemli özelliktir. Fakat grev sırasında üyelerine grev yardım; lokavt sırasında ise lokavt yardımı yapılması hukuken mümkün ve geçerlidir. Ayrıca üyelerine yapılacak eğitim amaçlı yardımlar da bu kapsamdadır. 

5. Sınaî ve İktisadî Teşebbüslere Yatırım Yapmak
Aslında sendika ve konfederasyonların ticaretle uğraşması yasaktır. Fakat sendika ve konfederasyonların ellerindeki mali kaynakların özelliklede güçlü sendikalarda yüklü miktarlara ulaştıkları bir gerçektir. Bu yüzden sendikaların ve konfederasyonların nakit mevcudunun %40’ını geçmeyecek şekilde sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırım yapmalarına izin verilmiştir.

6. Afet Bölgelerinde Tesis Yapmak veya Bu Amaçla Kamu Kuruluşlarına Yardımda Bulunmak
Sendikalar yönetim kurulu kararı ile nakit mevcudunun %10’unu aşmamak koşuluyla yurt içi veya yurt dışındaki doğal afet bölgelerine doğrudan veya yetkili makamlar aracılığıyla konut, eğitim ve sağlık tesisleri kurulması amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına ayni ve nakdi yardımda bulunabilirler.
7. Sendika İşyeri Temsilcisi Atamak
*                      Öz Bilgi
Sendikalar Nakit Mevcutlarının %40’ını geçmeyecek şekilde sanayi ve ticaret kuruluşlarına yatırım yapabilirler. 
Sendikalara tanınmış yasal faaliyetlerden birisi işyerlerine tem­silci atayabilmektir. Mevcut yasal sistemimizde bir sendikanın gelip işyerlerindeki işçi-işveren arasındaki kimi prob­lemlerin çözümünde ve yeni üye kaydı gibi noktalarda faaliyette bulunması mümkün değildir. Onun adına bu tür çabayı sendika tarafından oradaki işçiler arasından atanmış bir üye/işçi gösterir. İşte bu tür sendika üyesi işçilere “işyeri sendika temsilcisi” adı verilir. Temsilciler, sendikanın adeta o işyerindeki gözü ve kulağı gibidir. Sendikalı olsun olmasın, o işyerindeki tüm işçilerin istek ve şikayetlerini dinleyip çözümlemek, işyerindeki iş barışı ve çalışma ahengini devam ettirmek, mevzuat ve TİS’de öngörülen çalışma koşullarının uygulanmasına yardımcı olmak gibi görevleri vardır. Ancak temsilciler görevlerini, işyerindeki işlerini ak­satmamak ve iş disiplinine aykırı olmamak koşuluyla yerine getirir­ler.
Sendika temsilcisi “işyeri” düzeyinde atanır. Yapılacak TİS ister işyeri, ister işletme, isterse de grup TİS düzeyinde olsun far­ketmez, temsilci, işyeri baz alınarak TİS kapsamındaki her bir işye­ri için ayrı ayrı atanır. İşletme temsilcisi diye bir sendika temsil­ciliği mevcut değildir. Ancak bir işyerinde birçok temsilci varsa bunlardan birisi “baştemsilci” olarak görevlendirilebilir.
İşyerine temsilci atama imkanı sadece işçi sendikalarına tanın­mış olup konfederasyon ve sendika şubesi böyle bir olanaktan yok­sundur. Ancak o işyerinde faaliyet gösteren her işçi sendikası değil, sadece o işyeri için yapılacak TİS bakımından “kesin yetki sahibi” işçi sendikası bu imkana sahiptir.
Yasa temsilcinin hangi tarihte atanacağına dair genel ve kesin bir süre öngörmemektedir. Sadece TİS yapmak üzere yetkisi kesin­leşen sendikanın temsilci atayabileceğinden ve tem­silcinin görevinin sendikanın yetkisi süresince devam edeceğinden söz etmektedir. Hal böyle olunca, bizce temsilci atamasının yapı­lacağı süre TİS yetkisinin kesinleştiği tarihten başlar. Ondan daha önceki bir tarihte atama yapılamaz, yapılırsa geçersiz olur. TİS yetkisi kesinleştikten itibaren başlayan atama süresi, bu sendikanın yetkisi devam ettiği sürece devam eder. Ayrıca sendika TİS yap­mışsa, bu TİS süresince yetkisinin de varlığını sürdürdüğü kabul edilir. O halde TİS sona erene kadar atama yapılabilir. Mevcut TİS’in bitimine en çok 120 gün kala yeni TİS için yetki işlemlerine başlanabilir ve hatta yetki alınıp TİS bile imzalanabilir. Fakat yeni TİS mevcut TİS son bulmadan yürürlüğe giremeyeceğinden, devam eden TİS tarafı sendikanın yetkisi de devam ediyor demektir. İşte bu 120 günlük sürede gerekirse iki ayrı sendikanın o işyeri için temsilci ataması mümkün ve geçerlidir.
Temsilci atanması, ilgili işçi sendikasının tek taraflı bir atama işlemiyle olur. Atama, temsilci olacak kişinin (kişilerin) belirlen­mesi ve belirlenen bu kimselerin kimliklerinin sendika tarafından işverene bildirilmesiyle gerçekleşir. Bildirimin, atama kararının ve­rilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılması gerekir. İspat kolaylığı sağlayacağından yazılı (hatta Noter kanalıyla) bildirim yapılması önerilir.
Dikkat edilecek önemli bir nokta; temsilcinin, atanacağı o işyerinde çalışan (o işyerine hizmet sözleşmesiyle bağlı) işçiler arasından belirlenip atanacağıdır. O işverenin işçisi olsa bile başka işyerinde çalışan birisi bu işyerine temsilci atanamayacağı gibi bu işyerinde çalışan fakat başka işverene bağlı bir işçinin (ödünç alınan işçi) de buraya temsilci atanması mümkün değildir. Ödünç işçi ancak kendi işverenine (ödünç verene) ait işyerinde temsilci olabilir.
Yasa, atanacak temsilci sayısını işyerindeki işçi sayısını dikkate alarak azami sayılar biçiminde saptamıştır. Buna göre, temsilci atanacak işyerindeki işçi sayısı,
1-50 arasındaysa                     1,
51-100 arasındaysa                 en çok 2,
101-500 arasındaysa               en çok 3,
501-1000 arasındaysa             en çok 4
1001-2000 arasındaysa          en çok 6,
2000’den fazla ise                  en çok 8 temsilci atanabilir.
TİS ile bu sayının artırımı geçersiz olduğu gibi, sözleşme ol­madan yasal sayıyı aşar biçimde temsilci atanması da geçersizdir.
2.1.3.   Faaliyetlerden Yararlanmanın Kuralları
Sendika (ve konfederasyon)ların faaliyetlerinden yararlanma, gelişigüzel sunulan bir olanak değildir. Tam tersine, mevcut hukuk kuralları incelendiğinde, faaliyetlerden yararlanmanın birtakım kurallara bağlandığı ve bu çerçevede çeşitli yöntemlerin öngörül­düğü anlaşılır. Mevcut sistem şöylece özetlenebilir.
-Sendika ve konfederasyonların faaliyetlerinden yararlanma­nın en doğal yöntemi, o sendikaya (konfederasyona) üyeliktir. Bu­na “üyelik yoluyla yararlanma” adı verilir. Üyelik yoluyla yarar­lanma, hem tüm faaliyetlerden yararlanmayı sağlar hem de başkaca bir şeye gereksinim göstermez. Ancak bu yol ile yararlanmada doğal olarak üyelik aidatı ödenecektir.
-Doğal afette yapılanlar dışındaki faaliyetlerden yararlanma­nın bir başka yolu “ilgili sendika ve konfederasyonun yazılı muva­fakati”dir.

2.2.      Sendika (Ve Konfederasyon)lara Yasak Faaliyetler
Yasa koyucu sendika ve konfederasyonlara birtakım faaliyetleri yasaklamıştır. Aşağıda göreceğimiz bu yasakların kapsamı önceleri daha genişken zamanla daraltılmış yahut mevcut yasaklar yumuşa­tılmıştır. Önemi nedeniyle belirtilsin ki, yasakların bir kısmı bizzat Anayasa ile getirilmişse de sonra bunlar yürürlükten kaldırılmıştır. Şu an mevcut yasakları şu ayırımla inceleyebiliriz.
2.2.1.   Cumhuriyetin Niteliklerine ve Demokrasi Esaslarına Aykırılık
Anaysa, sendikaların ve üst kuruluşların tüzüklerinin, yönetim ve işleyişlerinin Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına ayıkırı olamayacağını belirtmiştir. 
2.2.2.   Siyaset Yasağı
Sendikaların doğuş ve gelişim dinamiği ile baskı grubu ni­telikleri dikkate alınırsa, onların siyasal alandan soyutlanmasının mümkün bulunmadığı anlaşılır. Ancak gerçek boyutuyla siyasetin, demokrasinin vazgeçilmez öğeleri niteliğine sahip siyasi partilerce yapılacağı da gözden ırak tutulamaz. O halde sendika ve kon­federasyonlar, adeta bir siyasi parti niteliğine bürünmeksizin si­yasal faaliyette bulunabilmelidir. Fakat bunda, üyelerinin çalışma ilişkilerindeki sosyal ve ekonomik hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek kaygısı bulunmalıdır.
2.2.3.   Diğer Sosyal Tarafa Karışma Yasağı
İşçi ve işveren ile bunların sendika ve konfederasyonları köke­ninde birbirlerine karşı taraflardır. Bunlara sosyal taraflar adı veri­lir. İşte bu çıkar ve köken farkının korunabilmesi için, her bir tara­fın saflığını muhafaza etmesi, homojenitesini sürdürmesi gerekir. Buna, yabancı hukuk sistemlerinden aldığımız ve bizde de yer­leştiği söylenebilecek deyimiyle “saflık ilkesi” denir. Anılan ilkeye göre; işçi sendika ve konfederasyonlarına işverenin ve işveren ör­gütünün; işveren örgütüne ise işçi sendika ve konfederasyonunun “doğrudan veya dolaylı biçimde karışması” yasaktır. İşçiler ancak işçi sendikasına kurucu/normal üye olabilir, işçi sendikaları da sa­dece işçi sendikaları konfederasyonuna kurucu/normal üye ola­bilirler.
2.2.4.   Ticaret Yasağı
Ticaret, kâr elde etmek amacıyla yapılan bir faaliyet olup özellikle ticaret ortaklıklarında, ortaklığın sağladığı kâr ortaklara dağıtılır. Oysa sendika ve konfederasyonların amacı, üyelerinin çalışma ilişkilerindeki ortak sosyal ve ekonomik hak ve çıkarlarını korumak ve düzeltmektir. Bu haliyle ticari faaliyet, sendika ve konfederasyonların varlık sebebine ve amaçlarına aykırıdır.
2.2.5.   Yardım ve Bağış Yasağı
Sendika ve konfederasyonlar yasal istisnalar dışında üyeleri dahil kimseye borç veremezler ve bağışta bulunamazlar.
2.2.6.   Amaç Dışı Mal Edinme Yasağı
Sendika ve konfederasyonların mal edinip edinmemesine doğrudan yöneltilmiş bir kural yoktur. Ancak bunlar tüzükleriyle belirlenen amaçları dışında faaliyet gösteremeyeceklerinden, sadece amaç ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde taşınır ve taşınmaz mal edinebilirler.
2.2.7.   Amaç Dışı Faaliyet Yasağı

Sendika ve konfederasyonların dini amaçla kurulması ve faaliyette bulunması yasaklanmıştır(Akyiğit, 2013:430). 

1 yorum:

  1. Gratuitous Scandals At the MGM Grand Casino in - MapyRO
    Grand Casino, 속초 출장마사지 Las Vegas, 김제 출장마사지 Nevada 광주 출장샵 - October 13, 2016. Credit: MGM Grand Hotel & Casino. GRATuitous Scandals The Casino 진주 출장샵 opened in 1990 and reopened in 상주 출장샵 2000

    YanıtlaSil