30 Temmuz 2014 Çarşamba

Sendika Organları

4. Sendika Organları:
4.1. Zorunlu Organlar:
4.1.1 Genel Kurulu:
Genel kurul sendikaların, sendika şubelerinin ve konfederasyonların en üst düzeyde yetkiye sahip zorunlu organıdır. İlke olarak sendika ve konfederasyonların genel kurulu üyelerden oluşur. Ancak sendikal kuruluşların ve özellikle sendikaların çok sayıda üyeyi çatısı altında toplayabilen kuruluşlar olmalarına bağlı olarak bütün üyelerin bir araya getirilerek genel kurulun yapılabilmesi güç ve çoğu zaman da olanaksızdır. Bu nedenle 2821 sayılı Sendikalar Kanunu gibi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda da genel kurulların üyelerinin seçecekleri delegelerle yapılabilmesine olanak tanınmıştır. Nitekim Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasında sendika ve konfederasyonların genel kurullarının tüzüğüne göre üye veya delegelerden oluşabileceği hüküm altına alınmıştır.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu gibi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre de ilke olarak delegeleri üye seçmekle birlikte, sendika ve konfederasyon ile şubelerin yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri, bu sıfatla kendi genel kurullarına delege olarak katılabilmektedir.
Delege sıfatı, bir sonraki olağan genel kurul için yapılacak delege seçimi tarihine kadar devam eder. Delege seçiminin usul ve esasları sendika ve konfederasyonların tüzüğü ile belirlenir. Ancak tüzüklere delege seçilebilmeyi engelleyici hükümler konulamaz.
Genel Kurulun Toplanma Biçimi ve Zamanı:
Sendika ve konfederasyon genel kurulları; “İlk Genel Kurul”, “Olağan Genel Kurul” ve “Olağanüstü Genel Kurul” olmak üzere üç değişik biçimde toplanabilir.
-Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre sendika veya konfederasyonun ilk genel kurulu, tüzel kişiliğin kazanılmasından, şubelerin ilk genel kurulu ise kuruluş tarihinden itibaren başlayarak altı ay içinde yapılır.
-Olağan Genel Kurul en geç dört yılda bir toplanır. Söz konusu hükümden de anlaşılabileceği üzere, olağan genel kurulun dört yıldan daha kısa bir süre içinde toplanması da mümkündür. Dolayısıyla tüzüklere olağan genel kurulun daha kısa bir süre içinde toplanmasına ilişkin hükümler konulabilir. İki genel kurul toplantısı arasındaki döneme ait faaliyet ve hesap raporu, yeminli mali müşavir raporu, denetleme kurulu raporu ve gelecek döneme ait bütçe teklifi toplantı tarihinden on beş gün önce genel kurula katılacaklara gönderilir.
-Olağanüstü genel kurul ise, yönetim kurulu veya denetleme kurulunun gerekli gördüğü hallerde ya da genel kurul üye veya delegelerin beşte birinin yazılı isteği üzerine altmış gün içinde yazılı istekteki konuları öncelikle görüşmek üzere toplanır. Talep tarihi itibarıyla olağan genel kurul toplantı tarihine altı aydan az bir süre kalması halinde olağanüstü genel kurula gidilemez. Ancak isteğe konu olan hususlar olağan genel kurul gündemine alınır.
Genel kurula çağrı yönetim kurulu tarafından yapılır.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun genel kurulun toplantı zamanına ilişkin hükümlerine aykırı hareket eden sendika ve konfederasyon veya şube yönetim kuruluna mahkeme kararıyla işten el çektirilir. Söz konusu işten el çektirme, sendika ve konfederasyon üyelerinden birinin veya durumu tespit eden Bakanlığın başvurusu üzerine mahkeme kararıyla olur. Mahkeme, ayrıca genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar sendika ve konfederasyonu yönetmekle görevli olmak üzere Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca bir veya üç kayyım tayin eder.
Genel kurulların toplantı yeter sayısı üye veya delege tam sayısının salt çoğunluğu başka bir deyişle yarısından bir fazlasıdır. Tüzükte daha yüksek bir yeter sayı da belirlenebilir. İlk toplantıda bu yeter sayı sağlanamazsa ikinci toplantı en çok on beş gün sonraya bırakılır. İkinci toplantıya katılanların sayısı ise üye veya delege tamsayısının üçte birinden az olamaz. Delegelerin veya üyelerin genel kurula katılmaları ve oy kullanmaları engellenemez.
Her üye ya da delegenin genel kurulda bir oy hakkı vardır. Ayrıca delegelerle toplanan genel kurullarda delege olmayanlar, üyelerle toplanan genel kurullarda ise üye olmayanlar yeter sayının hesabında dikkate alınmazlar ve oy kullanamazlar.
Genel kurulun karar yeter sayısı toplantıya katılan üye veya delege sayısının salt çoğunluğudur. Ancak bu sayı üye veya delege tam sayısının dörtte birinden az olamaz. Tüzükte daha yüksek bir yeter sayı belirlenmemişse, tüzük değişikliği, fesih, birleşme, katılma, üst kuruluşun veya uluslar arası kuruluşun kurucusu olma, üst kuruluşlara ve uluslararası kuruluşlara üyelik ile üyelikten çekilme hallerinde karar yeter sayısı üye veya delege tam sayısının salt çoğunluğudur.
Genel Kurulun Görev ve Yetkileri: Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre genel kurulların başlıca görev ve yetkileri şu şekilde sıralanabilir:
-“Organların seçimi
-Tüzük değişikliği
-Yapılacak ilk genel kurula sunulması ve geçmişe etkili olmaması kaydıyla ilgili makamlar veya mahkemelerce kanuna aykırı görülerek düzeltilmesi istenen konular hakkında yönetim kuruluna yetki verilmesi
-Yönetim kurulu ve denetleme kurulu raporları ile yeminli mali müşavir raporlarının görüşülmesi
-Yönetim kurulu ve denetleme kurulunun ibrası
-Bütçenin kabulü
-Yönetim kurulu, denetleme kurulu ve disiplin kurulu üyelerine verilecek ücret, tazminat, ödenek ve yolluklar ile sosyal hakların belirlenmesi
-Taşınmaz satın alınması veya mevcut taşınmazların satılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesi
-Üst kuruluş kurucusu olma, üst kuruluşlara üye olma veya üyelikten çekilme
-Şube açma, birleştirme veya kapatma, bu konuda tüzükte belirlenen esaslar doğrultusunda yönetim kuruluna yetki verilmesi
-Birleşme veya katılma
-Uluslararası kuruluşun kurucusu olma, uluslararası kuruluşlara üye olma veya üyelikten çekilme
-Kuruluşun feshi
-Mevzuat veya tüzükte genel kurulca yapılması öngörülen diğer işlemleri yerine getirme ve başka bir organa bırakılmamış konuları karara bağlama”(Karaca, 2013:138).
4.1.2. Yönetim Kurulu:
Sendika yönetim kurulu, kimi konularda bizzat kendisi karar alabilen fakat daha çok genel kurul kararlarını ve sendika, konfederasyon tüzüğünü uygulamaya taşıyan yürütme organıdır. Yönetim kurulu sendikalarda 3-9, sendika şubelerinde 3-5, konfederasyonlarda 5-22 üyeden oluşur. Alt ve üst sınırları aşılmamak suretiyle yönetim kurulunun kaç kişiden oluşacağını ilgili sendika ve konfederasyon tüzüğünde gösterilir. Yönetim kurulu, Türk hukukunda bir fert organı değil, kurul organıdır. Yönetim kurulu üyeliği belirlenen “asil üye” ve aynı sayıda “yedek üye” olarak ilgili genel kurulca seçilir. Yönetim kurulu kendi içinden bir başkan seçer.
Yönetim kurulunun toplantı yapacağı tarihler ve toplantı yeter sayısı sendika ve konfederasyon tüzüğünde belirtilir. Fakat toplantı yeter sayısı hiçbir zaman üye tamsayısının salt çoğunluğundan az olamaz. İstenirse salt çoğunluğu aşan bir sayı öngörülebilir. Toplantı yönetim kurulunun karar yetersayısı ise “mevcut üyelerin salt çoğunluğu”dur. Oyların eşitliği durumunda yasada düzenleme yoktur. Bu nedenle sendikanın ve konfederasyonun tüzüğünde eşitlik durumunda başkanın tarafının çoğunluk sağlayacağı yönünde düzenleme yapılır.
Yönetim kurulunun görev ve yetkileri yasada açıkça sayılmamış olup, sendika ve konfederasyon tüzüğünde düzenlenmesi gerekir. Ayrıca genel kurulca verilecek görevleri de yapması gerekir. 
Sendika veya şubesi yahut konfederasyon yönetim kurulu üyelerinin görevleri, milletvekili veya belediye başkanı seçilmeleri halinde kendiliğinden son bulur(Akyiğit, 2013:360).
4.1.3. Denetleme Kurulu:
Sendika denetleme kurulu; sendika genel kurulu tarafından, sendika yönetim kurulunun genel kurul adına sendika mevzuatı, sendika tüzüğü ve genel kurul kararlarına uygun olan sendikayı yönetip yönetmediğini denetlemekle görevlendirilmiş bir kuruldur. Sendika denetim kurulu sendika yönetim kurulunun iki genel kurul arasındaki dönemde sendika genel kurulu adına denetlemekle görevli heyettir. Sendika denetim kurulu, denetim görevini genel kurul adına yerine getirir.
Denetim kurulunun üye sayısı da sendika tüzüğü ile belirlenir. Ancak denetim kurulunun üye sayısı sendikalarda 3’ten az 9’dan fazla, konfederasyonlarda 5’ten az 22’den; sendika şubelerinde ise 3’ten az 5’ten fazla olmamak üzere sendika tarafından sendika tüzüğüne hüküm konulmak suretiyle belirlenir.
Sendika denetim kurulu üyelerinin üye sayısı, teşekkülü, görev yetki ve sorumlulukları, çalışma usul ve esasları ve toplantı ve karar yeter sayıları sendika tüzükleri ile belirlenir. Kanun koyucu 2821 sayılı eski kanundan farklı olarak bu konuda bir düzenlemeye yer vermemiş ve yetkiyi sendikalara bırakmıştır. Sendikaların kendilerini serbestçe yönetme hakkı çerçevesi içinde organları ile ilgili ayrıntılı düzenlemeleri tüzükle yapma zorunluluğu bulunmaktadır(Aktay vd., 2013:372).
4.1.4. Disiplin Kurulu:
Sendika üyeleri; sendika mevzuatı, sendika tüzüğü, sendika genel kurulu ve sendika yönetim kurulunun kararlarına uygun davranmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük sendikaya üye olmaktan doğal temel yükümlülüktür.
Sendika disiplin kurulu özünde üyeleri genel kurul adına denetlemekle yükümlü olan kuruldur. Sendika üyelerinin sendika mevzuatına göre hareket edip etmediklerini sendika genel kurulu adına inceleyen, soruşturan ve denetleyen kurul sendika disiplin kuruludur.
Sendika disiplin kurulu, sendika yöneticisi olma şartlarını taşıyan ve tüzük hükümlerine göre genel kurulca seçilen üyelerden meydana gelir. Disiplin kurulu üye sayısı sendikalarca ve sendika tüzüğüne hüküm konulmak suretiyle belirlenir. Buna göre disiplin kurulu üye sayısı sendikalarda 3-9, konfederasyonlarda 5-22, sendika şubelerinde ise en az 3-5 olarak sendikaca belirlenir.
Disiplin kurulunun kuruluşu, görev, yetki ve sorumlulukları çalışma usul ve esasları ile toplantı ve karar yeter sayıları sendika tüzüğü ile belirlenir. Bu bir kanuni zorunluluktur.
Disiplin kurulu, disiplinsiz davrandığı iddia edilen üye hakkındaki iddiaları soruşturur ve sendika tüzüğünde gösterilen disiplin cezalarını verir ve sonucunu yönetim kuruluna bildirir. Disiplin kurulunun kesin olarak üyelikten çıkarma yetkisi bulunmamaktadır. Disiplin kurulu üyelikten çıkarılmayı gerektiren bir durum tespit eder ise bu hususta karar verir. Ancak, üyelikten çıkarmaya dair disiplin kurulu kararları genel kurulun onayı ile kesinleşir(Aktay vd., 2013:372).


4.2. Seçimlik Organlar:
Sendika ve konfederasyonlar, zorunlu organların dışında başka organlarda oluşturabilir. Söz konusu organlar “seçimlik organlar” olarak adlandırılır. Ancak bu organlara zorunlu organların görev ve yetkileri devredilemez.
Seçimlik organlar içinde uygulamadaki başkanlar kurulu, araştırma kurulu ve yayın kurulu örnek olarak gösterilebilir. Bunu gibi, bazı büyük sendikalarda rastlanan icra kurulu da, seçimlik organ niteliğindedir.
4.3.3.  Konfederasyon ve Şube Organları:
Konfederasyon ve şubelerin organları ile sendikalar arasında, önemli bir farklılık görülmez. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi kanunda hükümler ortak olarak düzenlenmiştir. Bunu dışında, söz konusu organlar ile bunların yetkileri, uygulamada geniş ölçüde tüzükte yer alacak hükümlerle belirlenir.
Konfederasyonlar, sendikal merkezin demokratik esaslara uygun olarak işlemesini sağlamak için örgütlemiştir. Bu yüzden, konfederasyon organları içinde sendikaların adaletli olarak temsil edilmesi sorunun, iki yanı vardır. Nitekim, ilkin her sendika, sahip bulunduğu üye sayısıyla orantılı olarak konfederasyonda temsil edilmelidir. Sonra da, konfederasyon kararlarına sendikaların katılımının sağlanması gerekmektedir(Tunçomağ ve Centel, 2013:294).

      

28 Temmuz 2014 Pazartesi

Sendika Üyeliği:

1.        Sendika Üyeliği:
1.1.   Üyelik:
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi kanuna göre, onbeş yaşını dolduran ve bu yasaya göre işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilirler. Yine bu kanun kapsamında işveren olanlar, işveren sendikasına üye olabilirler.
6356 sayılı kanun, işveren adına işletmenin bütününü yönetenler işveren vekili olarak tanımlanmaktadır ve işveren vekillerinin, bu kanun uygulanması bakımından işveren sayılacakları belirtilmiştir. Bu kanun kapsamında işveren sayılan işveren vekilleri, ancak işveren sendikalarına üye olabilirler.
1.2.  Sendika Üyeliğinin Kazanılması:
Sendikaya üyelik, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı üzerinden üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır. Üyelik başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik talebi kabul edilmiş sayılır. Haklı bir neden gösterilmeden üyelik başvurusu kabul edilmeyenler, bu kararın kendilerine tebliğden itibaren otuz gün içinde dava açabilir. Mahkemenin kararı kesindir. Mahkemenin davacı lehine karar vermesi halinde üyelik, red kararının alındığı tarihten kazanılmış sayılır.
1.3.  Üyelikten Doğan Hak ve Borçlar:
Üyelik Hakları: Üç ana grupta toplanır.
a)Sendikanın Faaliyetlerinden ve Tesislerinden Yararlanma Hakkı:
Sendika üyeleri, sendikalarca kurulan spor tesisleri, lokal, kütüphane, seminer, kurs ve benzeri tesis ve faaliyetlerden yararlanma hakkına sahiptirler.
b)Sendikanın Faaliyet ve Yönetimine Katılma Hakkı:
Her üye, genel kurula katılma ve ister doğrudan isterse delegelikle oy kullanma hakkına, genel kurullarda görüş bildirme, öteki organlara seçilme haklarına sahiptir. Ayrıca, her üye, sendika kararlarına karşı yargıya başvurma hakkına da sahiptir.
c)Üyenin Korunmasına İlişkin Haklar:
Bu tür haklar; sendika üyesine, yasalar, sözleşmeler ve tüzükte öngörülen ilkelere ve kurallara uyulmasını talep hakkını ve yetkisini sağlar. Bu haklar arasında, özellikle üyenin eşit işlem görme hakkı, özel bir yer tutar(Demircioğlu ve Centel, 2013:255).
Üyelik Borçları: Sendika üyeliğinden doğan iki borç bulunmaktadır.
a)Aidat Ödeme Borcu:
Sendikaların faaliyetlerini sürdürebilmesi için, maddi gelire ihtiyaç duyarlar. Bu maddi kaynakların başında, işçilerden alınan aidatlar gelir. 274 ve 2821 sayılı eski sendikalar kanunlarında, üyeler tarafından işçi sendikasına ödenecek aidatın işverence kaynaktan kesilmesi kabul edilmişti. 6356 sayılı halen yürürlükte olan Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi kanunda da korunmuştur. Buna göre, işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan ya da yetki belgesi alan sendikaya ödenecek üyelik aidatı, işverence doğrudan bordro üzerinden kesilip sendikaya ödenecektir. 2821 sayılı kanun işçinin sendikaya ödeyeceği aylık aidat miktarını, kendisinin bir günlük çıplak ücretini geçemeyeceğini belirtmiştir. 6356 sayılı kanun ise, böyle bir sınırlama getirmemiş ve söz konusu miktarın, tüzükte belirtilen usul ve esaslara göre genel kurulca belirleneceği kabul edilmiştir.
b)Sendika Düzenine Uyma Borcu:
Sendika üyeleri, sendika tüzüğü ve tüzükle belirlenecek yönetmelikler ile yetkili organların aldığı kararlara, uymak zorundadır(Demircioğlu ve Centel, 2013:256).
3.4. Sendika Üyeliğinin Devamı ve Askıya Alınması:
-İşçi sendikası üyesinin bir yılı geçmemek üzere işsiz kalması üyeliğini etkilemez,
-İşçi kuruluşu ve şubelerinin organlarında görev almak üyeliği sona erdirmez, bu kişilerin üyelikleri devam eder,
-Herhangi bir askeri ödev nedeniyle silah altına alınan üyenin üyelik ilişkisi bu süreç içinde askıda kalır,
-Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık ve malullük aylığı ya da toptan ödeme alarak işten ayrılan işçilerin sendika üyeliği sona erer. Ancak, çalışmaya devam edenler ile kuruluş ve şubelerin yönetim, denetleme ve disiplin kurullarındaki görevleri sırasında yaşlılık veya malullük aylığı ya da toptan ödeme alanların üyeliği, görevleri süresince ve yeniden seçildikleri sürece devam eder(Demricioğlu ve Centel, 2013:256).   
3.5. Sendika Üyeliğinin Sona Ermesi:
-Üyelik gerçek kişiler için ölümle ya da gaiplikle, tüzel kişiler için fesih yada infisah ile sona erer,
-İşveren ya da işveren vekili sıfatının yitirenlerin işveren sendika ve konfederasyonlarındaki üyelikleri ve görevleri, bu niteliğin yitirildiği anda sona erer. Ancak, tüzel kişiliği temsilen işveren vekili sıfatı ile işveren sendikalarına üye olanların bu sıfatı kaybetmeleri halinde, tüzel kişiliğin üyeliği düşmez. Bu durumda, işveren vekilinin kuruluş organlarındaki görevleri sona erer,
-Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan yaşlılık, malullük aylığı veya toptan ödeme alarak, işten ayrılan işçilerin sendika üyeliği sona erer. Çalışmaya devam edenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Ancak, sendika şubesi, sendika veya konfederasyon yönetim, disiplin ve denetleme kurullarındaki görevleri sırasında yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme alan yöneticilerin sendika üyeliği görevleri süresince ve yeniden seçildikleri sürece devam eder,
-Sendika üyeliği çekilme ile son bulur. Her üye, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle üyelikten çekilebilir. E-Devlet kapısı üzerinden yapılan çekilme bildirimi elektronik ortamda eş zamanlı olarak Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı ve sendikaya ulaşır. Çekilme, sendikaya bildirim tarihinden itibaren bir ay sonra geçerlilik kazanır. Çekilenin bir aylık süre içinde başka bir sendikaya yeni üyelik bu sürenin bitimi tarihinde kazanılmış sayılır. Bir aylık süre emredicidir. Sendikalar tüzüklerinde farklı bir süre belirleyemezler,
-Üyelik çıkarılma yolu ile de sona erebilir. Üyenin sendika ve konfederasyondan çıkarılması kararını Genel Kurul verebilir. Bu yetkinin devri olanaksızdır. Sendikalar çıkarılma koşullarını tüzüklerinde özgürce belirleyebilirler. Karar e-Devlet kapısı üzerinden Bakanlığa elektronik ortamda bildirilir ve çıkarılan üyeye yazı il bildirilir. Çıkarılma kararına, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde çıkarılan üye mahkemeye itiraz edebilir. Mahkeme iki ay içerisinde kesin kararını verir. Üyelik, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder(Demircioğlu ve Centel, 2013:258).
3.6. Uluslararası İşçi ve İşveren Kuruluşlarına Üyelik:

Sendika ve konfederasyonlar tüzüklerinde gösterilen amaçlarını gerçekleştirmek üzere uluslararası işçi ve işveren kuruluşlarının kurucusu olabilirler, bu kuruluşlara serbestçe üye olabilirler ve üyelikten çekilebilirler, işbirliğinde bulunabilir, üye ve temsilci gönderebilir veya kabul edilebilir ve dış temsilcilik açabilirler. Uluslar arası işçi ve işveren kuruluşları Dışişleri Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle İçişleri Bakanlığının izniyle Türkiye’de temsilcilik açabilir ve üst kuruluşlara üye olabilir.  Bu kurlarla aykırılık halinde İçişleri Bakanlığınca üyeliğin iptal edilmesi, temsilciliğin faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için, kuruluş merkezinin veya temsilciliğin bulunduğu yerde dava açılabilir(Demirciğlu ve Cente, 2013:258).  

27 Temmuz 2014 Pazar

Sendikanın Kuruluşu

1.        Sendikanın Kuruluş
İşçi ve işveren sendikaları işkolunda faaliyette bulunmak koşulu ile kurulabilirler. Üst organ olarak ise konfederasyon kurulabilirler.
1.1.  Kuruculuk Koşulları:
Sendika kurucusu olabilmek için ön şart fiil ehliyetine sahip gerçek veya tüzel kişi olmaktır. İşçi sendikası kurabilmek için gerçek kişi olmak gereklidir. Tüzel kişilerin işçi sendikası kurucusu ve üyesi olmak gereklidir. Tüzel kişilerin işçi sendikası kurucusu ve üyesi olma hak ehliyeti yoktur. 15 yaşını dolduran genç işçi sendika üyesi olabilmesine karşın kurucu olamayacaktır.
Sendika kurucusu olabilmek için ikinci şart, 6356 sayılı kanuna göre, işçi ve işveren sayılan kişilerin “fiilen çalışması”dır. Kanun, işçi ve işveren sayılanların “fiilen çalışması”ndan bahsetmekte ancak fiilen çalışmanın niteliği hakkında bir hüküm göstermemektedir.  Buradaki fiilen çalışma gelir getirici herhangi bir faaliyet olarak anlaşılmalıdır. İşçiler açısından, iş sözleşmesi ile çalışma zorunluluğu bulunmadığı gibi, nakliye, vekalet, eser, komisyon sözleşmesi ile adi ortaklık sözleşmesinde emeğin sermaye payı olarak koyulması suretiyle iş görülmesi yeterli olacaktır.
 İşveren sendikası kurucusu olabilmek için de, yukarıdaki sözleşme türleriyle ücret karşılığında iş gördüren kişi olmak yeterlidir.
Kurucu olabilmek için ayrıca, kanunu” Türk Ceza Kanunun 53.üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fest karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkumiyeti bulunlar..” sendika kurucusu olamazlar.
1.2.  Kuruluş Usulü:
Sendikalar, kurucularının sendika merkezinin bulunacağı ilin valiliğine dilekçelerine ekli olarak kuruluş tüzüğünü vermeleriyle tüzel kişilik kazanırlar. Sendikanın kurulması ile birlikte, hak ve borç sahibi olan bir hukuki kişilik ortaya çıkar. Kuruluş formaliteleriyle işlemi güçleştirmemek şartıyla, kuruculara ilişkin ek belgeler istenebilir.
Sendikanın kuruluşu ile beraber, kurucu sıfatında olanlar, bu sıfatını yitirerek üye sıfatını alırlar.
Valilik, tüzük ve kurucuların listesini 15 gün içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na gönderir. Bakanlık; kuruluşun adını, merkezini ve tüzüğünü 15 gün içinde internet ortamında ilan eder. Ancak bu işlemler tüzel kişiliğin kazanılması için zorunlu değildir.
Tüzüğün veya kuruluş dilekçesinin içerdikleri bilgilerin kanuna aykırılığının tespit edilmesi ya da Kanunda öngörülen kuruluş koşullarının gerçekleşmediğinin anlaşılması halinde ilgili valilik eksikliklerin 1 ay içinde tamamlanmasını ister.
Valilik tarafından eksikliklerin tamamlanması için verilen bir aylık süre içinde kanuna aykırılık tespit edilmesi veya eksikliğin giderilmemesi halinde Bakanlık veya ilgili valiliğin başvurusu üzerine iş mahkemesi, gerekli gördüğü takdirde kurucuları da dinleyerek3 işgünü içinde kuruluşun faaliyetinin durdurulmasına karar verebilir. Mahkeme kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için 60 günü aşmayan bir süre verir. Tüzük ve belgelerin kanuna uygun hale getirilmesi üzerine mahkeme durdurma kararını kaldırır. Verilen süre sonunda tüzük ve belgelerin kanuna uygun hale getirilmemesi halinde, mahkemece kuruluş kapatılır. İş mahkemesinin bu kararına karşı temyiz yolu açıktır.
Kuruluşta öngörülen bu usul, tüzük değişikliğinde de öngörülmüştür. Tüzük değişikliği Valiliğe iletilir. Valilik 15 gün içinde Bakanlığa gönderir. Bakanlık veya Valilik, tüzük değişikliğinde kanuna aykırılığı tespit ettikleri takdirde, Kanuna aykırılığın düzeltilmesi için 1 aylık süre verebilir. Bunun yapılmaması durumunda Valilik veya Bakanlık iş mahkemesine başvurabilir. Bakanlık veya Valiliğin bu işlemine karşılık kurucular veya tüzük değişikliğindeki sendika, iş mahkemesine itiraz edebilir(Başbuğ, 2012:102).
1.3.  Sendika Tüzüğü:
Tüzük, tüzel kişinin iç örgütünü ve çalışmasını düzenleyen objektif bir hukuk kaynağıdır. Bu bakımdan sendika tüzüğü, sendikanın anayasası olarak da adlandırılmaktadır. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre sendika ve konfederasyon tüzüğünün yazılı olması gerekmektedir. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 7. maddesine göre, sendika ve konfederasyon tüzüğünün veya Kanunda gösterilen diğer belgelerin içerdikleri bilgiler Kanuna aykırı olmamalıdır. Ayrıca sendika ve konfederasyon tüzüklerinde aşağıdaki hususların yer alması gerekir(Karaca, 2013:133):
a. “Adı, merkezi ve adresi
b. Amacı
c. Sendikanın faaliyet göstereceği işkolu
d. Sendika kurucularının ad ve soyadları, kimlik bilgileri, meslek ve sanatları ve yerleşim yerleri; üst kuruluşları kuran sendikaların işkolları ile ad ve adresleri
e. Üye olma, üyelikten çıkma ve çıkarılmanın şartları
f. Genel kurulun oluşumu, toplanma zamanı, görev ve yetkileri, üye ve delegelerinin oy kullanmaları, çalışma usul ve esasları ile toplantı ve karar yeter sayıları
g. Genel kurul dışında kalan organlar, bu organların oluşumu, görev, yetki ve sorumlulukları, çalışma usul ve esasları ile toplantı ve karar yeter sayıları
h. Şube veya bölge şubelerinin nasıl kurulacağı, birleştirileceği veya kapatılacağı, görev ve yetkileri, genel kurullarının toplantılarına ve kararlarına ilişkin usul ve esaslar ile sendika genel kurulunda şube ve bölge şubelerinin nasıl temsil edileceği
i. Üyelerce ödenecek aidat ve sendika yöneticilerinin ücretleri ile ilgili usul ve esaslar
j. Demirbaşların satış ve terkininde uygulanacak usul ve esaslar
• İç denetim usulleri
• Tüzüğün değiştirilme usulleri
k. Sona erme hâlinde mallarının tasfiye şekli

l. Organlarının oluşumuna kadar kuruluşun işlerini yürütmeye ve kuruluşu temsile yetkili geçici yönetim kurulu üyelerinin ad ve soyadları ile yerleşim yerleri”.

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Sendikaların Çeşitleri

1.Sendikaların Çeşitleri
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre; sendika, “İşçilerin ve işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek için en az yedi işçi veya işverenin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak üzere oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip” kuruluşlardır.
1.1.  İşçi Sendikası:
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre “işçi sendikaları, işkolu esasına göre bir işkolunda ve bu işkolundaki işyerlerinde çalışan en az yedi işçi tarafından kurulur”. Madde hükmünden de anlaşılabileceği üzere, ülkemizde işçi sendikaları ancak,
• İşkolu esasına göre sendikalaşma,(Ülkemizdeki iş kolları, Avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık; Gıda sanayi; Madencilik ve taş ocakları; Petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç; Dokuma, hazır giyim ve deri; Ağaç ve kâğıt; İletişim; Basın, yayın ve gazetecilik; Banka, finans ve sigorta; Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar; Çimento, toprak ve cam; Metal; İnşaat; Enerji; Taşımacılık; Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk; Sağlık ve sosyal hizmetler; Konaklama ve eğlence işleri; Savunma ve güvenlik; Genel işlerdir.
• Bir işkolundaki işyerlerinde çalışan işçiler tarafından ve
• En az yedi işçinin bir araya gelmesi ile kurulabilmektedir.
Güçlü sendikacılık için gerekli ortamın sağlanabilmesi amacıyla 2821 Sendikalar Kanunu’nda olduğu gibi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda da işçi sendikalarının işkolu esasına dayalı olarak kurulabileceği hükme bağlanmıştır. Söz konusu düzenleme ile benimsenen işkolu esasına göre sendikalaşma ilkesi uyarınca, yerel ve bölgesel düzeyde işçi sendikaları kurulabilmesi mümkün olmadığı gibi, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nda olduğu gibi açık bir şekilde ifade edilmiş olmasa da, meslek ve işyeri esasına göre işçi sendikası kurulabilmesi de mümkün değildir.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir işyerinin gireceği işkolu o işyerinde yürütülen esas işin niteliğine göre belirlenir ve bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu işkolundan sayılır. Buna göre örneğin, batarya üreten bir fabrikada çalışan aşçı ancak o işyerinin tabi olduğu metal işkolunda kurulmuş bulunan bir sendikaya üye olabilecektir.
1.2.  İşveren Sendikası:
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre “işveren sendikaları, işkolu esasına göre bir işkolunda ve bu işkolundaki en az yedi işveren tarafından kurulur”. Madde hükmünden de anlaşılabileceği üzere, ülkemizde işveren sendikaları ancak,

• İşkolu esasına göre,
• Bir işkolundaki işverenler tarafından ve
• En az yedi işverenin bir araya gelmesi ile kurulabilmektedir. İşçi sendikaları gibi işveren sendikaları için de geçerli olan işkolu esasına göre sendikalaşma ilkesi uyarınca, işveren sendikalarının da meslek ve işyeri esasına göre veya yerel ve bölgesel düzeyde kurulabilmesi mümkün değildir.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu işçi sendikalarında olduğu gibi, bir işkolunda birden çok işveren sendikasının kurulabilmesine olanak tanımaktadır.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu işçi sendikalarına paralel bir düzenleme ile işveren sendikalarının da işkolu esasına göre bir işkolunda ve bu işkolundaki işverenler tarafından kurulabileceğini belirtmekle birlikte, kamu işverenleri açısından bu kurula bir istisna getirmiştir. Sendikalar Kanunu kamu işveren sendikaları için aynı işkolundaki kamu işverenleri tarafından kurulma ve aynı işkolunda faaliyette bulunma koşulunu aramamaktadır. Getirilen bu düzenleme, işveren sendikalarının kuruluş koşulları açısından özel kesim ile kamu kesimi arasında bir ayırım yaratmaktadır.
1.3.  Kamu Görevlileri Sendikası:
Ülkemizde kamu görevlilerine 1965 yılında tanınan ve 1971 yılında kaldırılan sendikalaşma hakkı, 1982 Anayasası’nda da düzenlenmemiştir. Ancak 1992 yılında Türkiye’nin 151 sayılı “Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesine İlişkin” ILO sözleşmesini onaylaması ile bu alanda yeni bir dönem başlamıştır. 1995 yılında Anayasa’nın 53. maddesine bir fıkra eklenerek kamu görevlilerine sendikalaşma hakkı tanınmıştır ve buna uygun olarak 12.6.1997 tarihinde 657 Devlet Memurları Kanunu’nda yapılan değişiklikle de devlet memurlarının sendikalar ve üst kuruluşlar kurabileceği ve bunlara üye olabileceği düzenlenmiştir. Devlet Memurları Kanunu’nda yapılan değişikliğe rağmen, 25.6.2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu çıkarılıncaya kadar, kamu görevlileri sendikaları hukuki dayanaktan yoksun kalmıştır. Söz konusu Kanun ile kamu kurum ve kuruluşlarının işçi statüsü dışındaki bir kadro ve pozisyonunda daimi suretle çalışan, adaylık veya deneme süresini tamamlamış kamu görevlilerine işkoluna (hizmet koluna) göre sendikalaşma hakkı tanınmıştır. Ayrıca kamu görevlilerinin kuracakları sendikaların kuruluş işlemleri, sendika tüzüğü, organlar ve organların görevleri Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na paralel bir biçimde düzenlenmiştir. Ancak kamu görevlileri sendikalarına grev hakkı tanınmamıştır.
1.4.  Konfederasyon
2821 sayılı Sendikalar Kanunu gibi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre de işçi ve işverenlerin kurabileceği tek sendikal üst kuruluş konfederasyondur. Konfederasyon, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun tanımlar başlığını taşıyan 2. maddesinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre konfederasyon, “Değişik işkollarında en az beş sendikanın bir araya gelerek oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip” kuruluşlardır. Yapılan bu tanım bağlamında, konfederasyon kavramının unsurları;
• Farklı işkollarında faaliyet gösteren en az beş sendikanın bir araya gelmesi,
• Tüzel kişi olması,
• Kuruluş olması, şeklinde sıralanabilir.
Hem işçi ve hem de işveren konfederasyonları için getirilmiş bu ortak tanıma göre konfederasyonların kurulabilmesi için;
• En az beş sendikanın bir araya gelmesi,

• Bu sendikaların değişik işkollarından olması gerekir(Karaca, 2013:132).

24 Temmuz 2014 Perşembe

İş mi Oyun mu Lol Counter mı

toplu kesimde düşünecek olursak enteresan bir şekilde çok başarılı olan iş adamları devamlı harıl harıl çalışmaz işin arka planında oyun yatar amma ve lakin herşey oyun değil ama herşey iş de değil yada hiç bir şey toplu iş hukuku değildir.

oyun dünyasına adım atmışken leauge of legends adlı oyunu ele alalım, counter dediğimiz bir sistem var işin içinde peki nedir bu caitlyn'i counterlamak? bu kadar önemlimidir bu skill işlerine girmek elbetteki hayır boosterz dediğimiz oluşumdan malesef çoğu kişi habersiz adamın teki yazıyor google a diyor ki ben şunu counterlayacam ?? onlara gülücük atmak gerekir =)) aynı bu şekil çünkü adam bilmediği şampiyonu alıp malesef kendini küçük düşürüyor ama dedigimiz siteden haberdar olmuş olsaydı, neden o şampiyonu seçmesi gerektiğinide anlatan çok detaylı kısa yazılar bulmuş olacaktı.

eğer olurda aatrox counter'lamak isterseniz size verebiliceğimiz adres budur, unutmayın nedenleriyle counter atmak her zaman muthiş birşeydir

Sendika Türleri

4-Sendika Türleri:
Sendikalar, uzmanlık temelinde aynı mesleği yapan işçileri bir araya getirebilir. Bu türden sendikalar, “meslek sendikası” olarak adlandırılır. Buna karşılık, aynı işkolunda veya işyerinde çalışanların kurdukları sendikalar da vardır. Bunlar ise, “işkolu sendikası” veya “işyeri sendikası” olarak adlandırılır. Sendikalar, başlangıçta meslek esasına göre kurulmuşken; daha sonra bunların işyeri veya işkolu esasına göre kurulmaları benimsenmiştir.
Türk hukukunda, esas olarak, meslek sendikaları kabul edilmemiş ve işçiler ile işverenlerin işkolu sendikası kurmaları benimsenmiştir. Ülkemizde sendika kurucuları, kuracakları sendikayı işkolu esasına göre ama Türkiye çapında faaliyet gösterme zorunluluğu olmaksızın kurmak durumundadır.
a)İşyeri Sendikası:
İşyeri sınırları içerisinde faaliyet göstermek için kurulan sendikalardır. 274 sayılı sendikalar kanunda serbest olan işyeri sendikaları 2821 sayılı kanunla yasaklanmış ve 6356 sayılı kanunda 2821’dekini benzer düzenleme içermektedir. 
b)İşkolu Sendikası:
*                      Öz Bilgi
Türkiye’de işkolu esasına göre sendikalar örgütlenir. 
İşçiler ve işverenler, ancak işkolu esasına göre bir işkolunda faaliyette bulunmak amacıyla bu işkolundaki işçiler ve işverenler (kamu işverenleri hariç) tarafından kurulabilir(Tunçomağ ve Centel, 2013:263).
İşkolu, bir ülkede yapılan işlerin belirli sayıda gruplandırılarak her bir gruba iş kolu denilmesidir. İşkolu işyerindeki faaliyet esas alınarak yapılan bir gruplandırma olup bir işyeri sınırları içinde münferit olarak işçilerin yaptıkları işlerin veya mesleklerin bir önemi yoktur. Önemli olan işyerlerinde ağırlıklı olarak yürütülen faaliyettir. İşkolu esasına göre sendikalaşma ilkesi, işçilerin sendika kurma veya sendikaya üye olmada mesleklerine ve yaptıkları işe bakılmaksızın sadece işyerinin girdiği işkoluna göre sendika hakkının kazanılmasıdır. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu yürürlükten kaldırılan 2821 sayılı eski sendikalar kanununda olduğu gibi sendikalaşmada işkolu esasını benimsemiştir. Bunun tek istisnası, 2821 sayılı kanunda da mevcut olan hüküm 6356 sayılı kanunda da korunmuş ve kamu işveren sendikalarının farklı işkolundaki kamu işverenleri tarafından kurulması ve faaliyette bulunması yolu açık tutulmuştur(Şahlanan, 2013:15).   
Ülkemizde sendikal örgütlenmede son yıllarda sıkıntı yaşanmaktadır. 1988 yılında TİS kapsamındaki ücretli sayısı 1.591.360 iken, sayı 2010 yılına gelindiğinde 805.525’e kadar düşmüş; toplam ücretli sayısı ise aynı dönemde 7.170.000’den 13.762.000’e çıkmış, dolayısıyla sendikalaşma oranı yüzde 22,2’den yüzde 5’9’a gerilemiştir.
Bununla birlikte Türkiye’de hala kamu işçileri, TİS kapsamındaki işçiler içinde çoğunluğu oluşturmaktadır. Yalnızca özel sektörde çalışan işçiler bakımından sendikalaşmanın durumuna bakıldığında çok daha vahim bir tablo görülmektedir. Özel sektörde işçi istihdamında patlama yaşanmasına rağmen, TİS kapsamındaki işçi sayısı düşmekte, özel sektörde sendikalaşma dibe vurmaktadır. 1995 yılında özel sektörde çalışan işçi sayısı 5.584.000 iken, bu rakam 2010 yılına gelindiğinde 10.748.388’e ulaşmış, ancak aynı dönemde TİS kapsamındaki işçi sayısı 437.788’den 380.218’e, özel sektörde sendikalaşma oranı ise yüzde 7,8’den yüzde 3,5’a düşmüştür (Sosyal-İş Sendikası, 2012).
2013 yılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sendikalı işçi istatistiklerine göre ülkemizde işçilerin çalıştıkları işkolları ve üye oldukları sendikalar tablo 1. aşağıda verilmiştir. 


Tablo 1 Türkiye’de İşkollarındaki İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayıları
İşkolu
T.İşçi
Sendikanın Adı
Üye Sayısı
Üye %
Avcılık, Balıkçılık, Tarım ve Ormancılık
123.171
T.Orman-İş
Tarım-İş
Bir Orman-İş
Öz Orman-İş
724
9.953
0
23.780
0.59
8.08
0
19.31
Gıda Sanayi
520.913
Şeker-İş
Öz Gıda-İş
Tek Gıda-İş
Gıda-İş
15.667
20.971
31.179
1.788
3.01
4.03
5.99
0.34
Madencilik ve Taş Ocakları
186.698
Türk Maden-İş
Genel Maden-İş
Dev Maden-Sen
Öz Maden-İş
24.201
11.418
178
97
12.96
6.12
0.10
0.05
Petrol, Kimya,Lastik, Plastik ve İlaç
466.031
Petrol-İş
Lastik-İş
İlkim-İş
Öz Petrol-İş
27.392
7.168
15
461
5.88
1.54
0.00
0.10
Dokuma, Hazır Giyim ve Deri
995.640
Öz İplik-İş
Teksif
T.Deri-İş
Doku Ör-İş
Tekstil
Batis
Hür Teksitl-Sen
17.006
54.845
1.804
97
10.203
1.678
0
1.71
5.51
0.18
0.01
1.02
0.17
0.00
Ağaç ve Kağıt
222.981
Ağaç-İş
Selüloz-İş
Öz Ağaç-İş
Yapsan-İş
Tümka-İş
Öz Kağıt
2.446
3.268
7.380
26
593
719
1.10
1.47
3.31
0.01
0.27
0.32
İletişim
68.394
T.Haber-İş
16.203
23.69
Basın, Yayın ve Gazetecilik
104.141
Basın-İş
TGS
Basın-İş
Medya-İş
1.791
817
546
560
1.72
0.78
0.52
0.54
Banka, Finans ve Sigorta
265.736
Bass
Banksis
Basisen
Bank-Sen
10.446
11.584
38.131
493
3.93
4.36
14.35
0.19
Ticaret, Büro Eğitim ve Güzel Sanatlar
2.151.600
Koop-İş
Tez-Koop-İş
TYS
Müzik-Sen
Sine-Sen
Sosyal-İş
T.Büro-İş
Oyuncular Sen.
Öz Büro-İş
28.089
50.319
0
0
15
7.246
55
40
5.988
1.31
2.34
0.00
0.00
0.00
0.34
0.00
0.00
0.28
Çimento, Toprak ve Cam
161.908
T.Çimse-İş
Kristal-İş
Sersan-İş
20.142
6.747
220
12.44
4.17
0.14
Metal
1.367.258
Türk Metal
Çelik-İş
Birleşik Metal-İş
Metsan-İş
Kalıp-İş
Çesen
Tek Metal-İş
Bamis
151.734
24.493
26.061
64
112
78
636
147
11.10
2.01
1.91
0.00
0.01
0.01
0.05
0.01
İnşaat
1.438.464
Yol-İş
İnsan-İş
Devrimci Yapı-İş
32.385
1.370
2
2.25
0.10
0.00
Enerji
234.575
Tes-İş
Ensan-İş
Enerjisen
45.882
309
279
19.56
0.13
0.12
Taşımacılık
671.179
Demiryol-İş
Hava-İş
Tümtis
Nakliyat-İş
Karsan-İş
Taşıma İş Sen
14.563
13.497
6.775
2.789
578
26
2.17
2.01
1.01
0.42
0.09
0.00
Gemi Yapımı ve Deniz Taşımacılığı Ardiye ve
Antrepoculuk
143.764
Liman-İş
Türkiye Dok Gemi-İş
Türk Deniz-İş
Limter-İş
3.140
2.245
4.536
134
2.18
1.56
3.16
0.09
Sağlık ve Sosyal Hizmetler
281.196
Sağlık-İş
Dev Sağlık-İş
Sıhhat-İş
5.264
1.234
656
1.87
0.44
0.23
Konaklama ve Eğlence İşleri
630.768
Toleyis
Oleyis
Turkon-İş
Spor-Emek-Sen
Dev Turizm-İş
Futbol-Sen
14.012
6.357
7.194
0
7
279
2.22
1.01
1.14
0.00
0.00
0.04
Savunma ve Güvenlik
191.784
Türk Harb-İş
Öz-İş
Güvenlik-İş
Öz Güvenlik-İş
21.134
1.936
239
0
11.02
1.01
0.12
0.00
Genel İşler
655.417
Belediye-İş
Hizmet-İş
Genel-İş
Konut-İş
Tüm Belediye-İş
41.314
51.079
41.466
175
1
6.30
7.79
6.33
0.03
0.00
Toplam İşçi
10.881.618
Top.Sendikalı İşçi
1.001.671
9.21
Kaynak: Poyraz, 2013:227
5-Türkiye’de Sendikal Örgütlenmenin Temel Özellikleri:
Ülkemizde sendikaların örgütlenmelerini dört temel özellik şekillendirmektedir.
-Yasal Sınırlar ve Sendikalaşma Biçimi,
-Örgütsel Tekelleşme ve Yoğunlaşma,
-Merkezileşme ve Otorite Sorunu,
-Sendikalar, Hükümet İlişkileri ve Siyaset
a)Yasal Sınırlar ve Sendikalaşma Biçimi:
İlk sendikalar kanunu 274 sayılı Sendikalar Kanununa göre sendikaları işyeri ve işkolunda kurulabileceği kabul edilmiş, sendikal üst kuruluşlar olarak 1970 yılına kadar federasyon ve konfederasyonlar öngörülmüş, 1970’ten sonra federasyonlar yasaklanmıştır. 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2821 sayılı sendikalar kanunda ise sadece işkolunda sendikaların kurulabileceğini ve üst kuruluş olarak sadece konfederasyonlara kurulacağı öngörülmüştür. bu 6356 sayılı son kanunda da aynen muhafaza edilmiş bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyle meslek sendikacılığı, işyeri ve işletme sendikacılığı, bölge sendikacılığı ve federasyonlar yasaklanmış olmaktadır. Bu düzenlemenin gerekçesi olarak da, işkolun sendikacılığının güçlü sendikacılığı oluşturacağı görüşü yer almıştır.
Bu düzenlemeyle devlet, yasalar aracılığı ile az sayıda, merkezi sendikalar yaratmayı amaçlamıştır. Böylece denetlenemeyen, çalışma hayatında sürekli rekabete ve çatışmalara yol açan, kontrol edilmesi ve merkezi olarak yönlendirilmesi oldukça zor çok sayıda sendika yerine, daha kolay kontrol edilebilecek az sayıda sendika ile çalışma hayatı denetim altına alınmış olacak, çatışmalar büyük uyuşmazlıklara dönüşmeden, rekabet baskısından sıyrılmış olarak, sonuçlandırılabilecektir.
b)Örgütsel Tekelleşme ve Yoğunlaşma:
Sendikalar, üye olmayan işçilerin yanı sıra kendi aralarında da rekabet etmek durumuyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Birer tepe örgütü olan konfederasyonlar arasındaki rekabet kadar, bir konfederasyona üye diğer sendikalar arasında da ücret politikası ve benzeri konularda rekabet söz konusu olabilmektedir. Dünyada II. Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsız sendikaların sayısında önemli düşüş yaşanırken, Türkiye’de sendikal faaliyetlere ve örgütlenmeye yeni izin verilmesi nedeniyle sendika sayısı hızla artmıştır. 2821 sayılı sendikalar kanunda sadece işkolunda sendikalaşma ilkesinin benimsenmesi ile sendika sayılarında azalmalar başlamıştır. 1978 yılında 912, 1980 yılında 733 olan işçi sendikaları sayısı, 1984 yılında 138’e, 1989 yılında 82’ye düşmüştür.
Ülkemizde sendikalar üç büyük konfederasyona bağlı olarak faaliyet yürütmektedir. Bunlar DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’tir.
c)Merkezileşme ve Otorite Sorunu:
Merkezi konfederasyonun otoritesi en üst düzeyde eleman tayini, işkolu eylemlerini ve grevleri kontrol etme ve kararlaştırma, en düşük düzeyde toplu pazarlık görüşmelerini bağıtlama yetkisi gibi özelliklere sahip olma kriterleri ile ölçülmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Türkiye’de yasalar merkezi konfederasyonların bağlı sendikalar üzerinde otorite sahibi olmasını engelleyen önemli bir düzenleme içermektedir. Örneğin, toplu pazarlık yapma ehliyeti ve yetkisinin sadece işkolu sendikalarına verilmesi, konfederasyonları böyle bir otoritenin oluşması ve kullanılmasından yoksun bırakmaktadır. Yine toplu pazarlık sürecine bağlı olarak grev ve grev dışı eylemlerin kararının alınıp uygulanması işkolu sendikalarına ait olmaktadır. Sendikaların kendi personelini seçip tayin etmesinde merkezi konfederasyonun ciddi sayılabilecek bir müdahalesi olmamaktadır.
d)Sendikalar, Hükümet İlişkiler ve Siyaset:

Toplam nüfus içinde ücretlilerin oranının ve ücretlere göre sendikalaşma oranın düşük olmasının yanı sıra, merkezi konfederasyonların bağlı sendikalar üzerinde otorite sahibi olmayışı, bu konfederasyonları hükümetler karşısında zayıf kılmakta, pazarlık gücünü düşürmektedir. Bu haliyle de korporatist politikalar oluşturulması için elverişli görünmemektedirler(Çetik ve Akkaya, 1999:125-130).