2.Sendikaların
Faaliyetleri
Sendikalar
ve konfederasyonlar bağımsız özel hukuk tüzel kişiliği nedeniyle, gerçek
kişilere özgülenenler dışında kural olarak her tür temel hak ve özgürlüklerden
yararlanırlar. Şüphesiz bu yararlanma eylem ve/veya işlemlerini de yetkili
organları kanalıyla icra ederler. Organın bu sıfatla sergilediği tutumdan ise,
yerine göre organla birlikte, yerine göreyse yalnızca sendika tüzel kişisi
sorumludur.
2.1. Sendika Ve Konfederasyonlara Serbest
Faaliyetler
Sendika
ve konfederasyonlara serbest kılınmış faaliyetlerin “çalışma hayatına” ilişkin
veya “sosyo-ekonomik” faaliyetler olduğu görülür. Bunlar genellikle kanunda
sayılan faaliyetler olarak ele alınıp incelenirse de bunun isabet taşıdığı
söylenemez. Biz sendika ve konfederasyonların niteliklerine uygun düşen ve
hukuken yasaklanmamış tüm faaliyetlerin özgürce yapılabileceği kanısındayız.
Örneğin sendikalar (ve konfederasyonlar) amaçlarıyla ilgili olsun olmasın
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilirler. Artan hayat pahalılığını veya
milli maçlarla ilgili yanlış kararlar veren UEFA’yı protesto gayesiyle miting
düzenlemede durum budur.
2.1.1. Çalışma Hayatına İlişkin Faaliyetler
Bunlar
sırf çalışma yaşamına özgü uğraşlar (aktiviteler) olup, sendikayı çalışma
hayatının bir gerçeği olarak gözler önüne koyar. Sendika ve konfederasyonların
çalışma yaşamına ilişkin faaliyetleri başlığıyla sunduğumuz bu faaliyetlerden
kimilerinin sadece sendikaya tanındığı, onun tek üst kuruluşu olan
konfederasyonlarınsa anılan imkanlardan yoksun tutulduğunu belirtmeliyiz.
Sendikaların bu alana ait faaliyetleri şunlardır:
- Toplu Pazarlıkla İlgili Faaliyetleri
Bilindiği
üzere, Türk Hukukunda TİS’in işçi tarafının bir işçi sendikası olması
zorunludur. İşveren yanı ise duruma göre işveren yahut işveren sendikasıdır.
İşte
toplu pazarlık alanına giren faaliyetler olarak sendikalar TİS yapabilme ve ona
taraf olabilme olanağına sahiptirler. Fakat TİS’ni her sendika değil, sadece
ehliyet ve yetki koşulunu sağlamış bir sendika yapabilir. TİS yapma
çerçevesinde, sendikanın TİS yetkisi ve prosedürüne girme ve TİS imzalama
yetkisi vardır. Keza eğer TİS görüşmeleri olumsuz sonuçlanırsa arabulucuya
başvurma ve bunun da neticesiz kalması halinde iş mücadelesine girebilme imkanı
vardır. İşçi sendikasının “grev” kararı alıp uygulaması, buna karşın işverenin
(duruma göre işveren sendikasının) “lokavt”a karar verip uygulaması böyledir. O
halde denilebilir ki, sendikaların toplu pazarlıkla ilgili faaliyetleri TİS
için yetkiden, toplu görüşme, arabuluculuk, iş mücadelesi ve TİS’in
imzalanmasına dek geniş bir yelpaze çizer. Konfederasyonların bu tür faaliyette
bulunmaları mümkün değildir.
-
Sendikaların Yargısal Alandaki
Faaliyetleri
Bundan
kasıt, sendika (ve konfederasyon)ların yargısal bir işlev gördükleri değil,
duruma göre bazen kendileri, bazense üyeleri (veya üyenin mirasçıları) adına
yargı organı önünde dava açabilmeleri veya davaya muhatap olabilmeleridir.
a)
Sendikanın Kendi Adına Dava Açabilmesi: Bir tüzel kişi
sıfatıyla sahip oldukları genel dava ehliyeti dışında sendikaların çalışma
hayatındaki kimi noktalarda özel olarak dava ehliyetine sahip kılındığını
söyleyebilir. Bu dava hakkı, mevzuat, TİS, vs. gibi hukukî temelden
doğmaktaysa ve birey olarak sadece belli bir üyeyi yahut sadece sendikayı
ilgilendirmiyorsa, buna “kollektif nitelikte dava hakkı” denir.
b) Sendikanın
TİS’den doğan bir uyuşmazlıkta bizzat kendi adına davaya taraf olabilmesi de
mümkündür. Örneğin TİS’in normatif bir hükmünün yorumuna ilişkin davada TİS
tarafı işçi sendikasının dava ehliyetine sahip bulunduğu açıktır.
Bir
işyerinde uygulanan grevin/lokavtın yasadışılığının tesbiti davası da
uyuşmazlık tarafı sendikaca açılır fakat sadece dava taraflarını değil onların
üyelerini de bağlar. Hal böyle olunca bunun da kollektif nitelikli bir dava
hakkı olduğu söylenebilecektir. Sendikanın, kendisinin de faaliyet gösterdiği
bir yer için yapılan TİS yetkisi tesbitine itiraz davası da bireysel nitelikli
dava hakkına örnek gösterilir.
c) Buna
karşın, sendika TİS’in borç doğurucu kısmına ilişkin bir uyuşmazlıkta yine
kendi adına ve fakat “bireysel nitelikte dava hakkı”na sahiptir. Zira TİS’in
Borçlar Hukukuna ait kısmı, sadece TİS tarafları arasında hüküm doğurur.
Fakat
bazen uyuşmazlık, TİS’in normatif kısmından yahut diğer mevzuattan doğan bir
konuya ait olmasına rağmen, sendikayı değil, sendikanın “bir üyesini” yahut “o
üyenin mirasçılarını” ilgilendiriyor bulunabilir. Örneğin hizmet sözleşmesi
devam ederken ölen bir işçinin mirasçılarının işverenden kıdem tazminatı ve kullandırılmamış
yıllık izinlerin ücretinin ödenmesi talepleri böyledir.
2.1.2. Sendikaların
(Konfederasyonların) Sosyal ve Ekonomik Faaliyetleri
Sendika
ve konfederasyonların bazı faaliyetlerinin yukarıdakilerden farklı olarak
sosyal ve ekonomik alanı ilgilendirdiği görülür. Bunlar,
1) Üyelerine
ve mirasçılarına adlî yardımda bulunmak,
2) Çalışma
hayatıyla ilgili kurullara temsilci göndermek,
3) Bilgi
artırıcı mesleki eğitim, kurs ve seminer düzenlemek,
4) İş
mücadelesi sırasında yardım ve eğitim amaçlı yardımda bulunmak,
5) Sınaî
ve iktisadî teşebbüslere yatırım yapmak,
6) Afet
bölgelerinde bizzat konut, sağlık ve eğitim tesisleri yapmak yahut bu amaçla
kamu kuruluşuna yardımda bulunmaktır
7)Sendika
işyeri temsilcisi atamak
Sendikaların
sosyal ve ekonomik faaliyetleri yasada sayılanlarla sınırlı değildir. Örneğin,
anlaşıp kartını aldığı bir süpermarket (veya marketler zincirinden) üyeleri
için ucuz yahut kredili alış-veriş imkanı sağlanması yasada sayılmamıştır ama
tamamen caiz bir faaliyettir.
1.
Üyelerine veya Mirasçılarına Adlî Yardımda Bulunmak
Sendikalar
“çalıştırmayı doğuran hukukî ilişkilerde sosyal güvenlik, emeklilik ve benzeri
hakların kullanılmasıyla ilgili olarak üyelerine veya (üye ölmüşse)
mirasçılarına adlî yardım”da bulunurlar. Buradaki adlî yardım, üyeler adına
onların isteğiyle veya kendiliğinden dava açmak yahut CMUK’daki adlî yardım
anlamında değil, üyelerin ve mirasçılarının iş ve sosyal güvenlik konularında yaşadıkları
uyuşmazlıklarda, onlara bu haklarının savunumu için hukuki/adli yardım
sağlamaktır.
2.
Çalışma Hayatıyla İlgili Kurullara Temsilci Göndermek
Yasa
sendikaların (ve konfederasyonların) sosyal ve ekonomik faaliyetlerinden bir
diğerinin, “kanun ve uluslararası andlaşma hükümlerine göre toplanan kurullara
temsilci göndermek” olduğunu belirtmektedir.
3.
Bilgi Artırıcı Meslekî Eğitim, Kurs ve Seminer Düzenlemek
Sendika
ve konfederasyonlar işçilerin veya işverenlerin meslekî bilgilerini artırıp
millî tasarruf ve yatırımın gelişmesine, reel anlamda verimliliğin artmasına
hizmet edecek şekilde kurs ve konferanslar düzenleyebilir, sağlık ve spor
tesisleri, kütüphane ve basım tesisi kurabilir; işçilerin boş zamanlarını iyi
ve nezih bir şekilde geçirimi için imkanlar sağlayabilir.
4.
İş Mücadelesi Sırasında Yardım ve Eğitim Amaçlı Yardımda Bulunmak
Sendika
ve konfederasyonlar elde ettikleri gelirleri üyeleri ve mensupları arasında
dağıtamazlar. Bu durumda sendikaları ortaklıktan ayran en önemli özelliktir.
Fakat grev sırasında üyelerine grev yardım; lokavt sırasında ise lokavt yardımı
yapılması hukuken mümkün ve geçerlidir. Ayrıca üyelerine yapılacak eğitim
amaçlı yardımlar da bu kapsamdadır.
5.
Sınaî ve İktisadî Teşebbüslere Yatırım Yapmak
Aslında
sendika ve konfederasyonların ticaretle uğraşması yasaktır. Fakat sendika ve
konfederasyonların ellerindeki mali kaynakların özelliklede güçlü sendikalarda
yüklü miktarlara ulaştıkları bir gerçektir. Bu yüzden sendikaların ve
konfederasyonların nakit mevcudunun %40’ını geçmeyecek şekilde sanayi ve
ticaret kuruluşlarına yatırım yapmalarına izin verilmiştir.
6.
Afet Bölgelerinde Tesis Yapmak veya Bu Amaçla Kamu Kuruluşlarına Yardımda
Bulunmak
Sendikalar
yönetim kurulu kararı ile nakit mevcudunun %10’unu aşmamak koşuluyla yurt içi
veya yurt dışındaki doğal afet bölgelerine doğrudan veya yetkili makamlar
aracılığıyla konut, eğitim ve sağlık tesisleri kurulması amacıyla kamu kurum ve
kuruluşlarına ayni ve nakdi yardımda bulunabilirler.
7.
Sendika İşyeri Temsilcisi Atamak
Öz
Bilgi
Sendikalar Nakit Mevcutlarının %40’ını geçmeyecek şekilde sanayi ve
ticaret kuruluşlarına yatırım yapabilirler.
|
Sendika
temsilcisi “işyeri” düzeyinde atanır. Yapılacak TİS ister işyeri, ister
işletme, isterse de grup TİS düzeyinde olsun farketmez, temsilci, işyeri baz
alınarak TİS kapsamındaki her bir işyeri için ayrı ayrı atanır. İşletme
temsilcisi diye bir sendika temsilciliği mevcut değildir. Ancak bir işyerinde
birçok temsilci varsa bunlardan birisi “baştemsilci” olarak
görevlendirilebilir.
İşyerine
temsilci atama imkanı sadece işçi sendikalarına tanınmış olup konfederasyon ve
sendika şubesi böyle bir olanaktan yoksundur. Ancak o işyerinde faaliyet
gösteren her işçi sendikası değil, sadece o işyeri için yapılacak TİS
bakımından “kesin yetki sahibi” işçi sendikası bu imkana sahiptir.
Yasa
temsilcinin hangi tarihte atanacağına dair genel ve kesin bir süre öngörmemektedir.
Sadece TİS yapmak üzere yetkisi kesinleşen sendikanın temsilci
atayabileceğinden ve temsilcinin görevinin sendikanın yetkisi süresince devam
edeceğinden söz etmektedir. Hal böyle olunca, bizce temsilci atamasının yapılacağı
süre TİS yetkisinin kesinleştiği tarihten başlar. Ondan daha önceki bir tarihte
atama yapılamaz, yapılırsa geçersiz olur. TİS yetkisi kesinleştikten itibaren
başlayan atama süresi, bu sendikanın yetkisi devam ettiği sürece devam eder.
Ayrıca sendika TİS yapmışsa, bu TİS süresince yetkisinin de varlığını
sürdürdüğü kabul edilir. O halde TİS sona erene kadar atama yapılabilir. Mevcut
TİS’in bitimine en çok 120 gün kala yeni TİS için yetki işlemlerine
başlanabilir ve hatta yetki alınıp TİS bile imzalanabilir. Fakat yeni TİS
mevcut TİS son bulmadan yürürlüğe giremeyeceğinden, devam eden TİS tarafı
sendikanın yetkisi de devam ediyor demektir. İşte bu 120 günlük sürede
gerekirse iki ayrı sendikanın o işyeri için temsilci ataması mümkün ve
geçerlidir.
Temsilci
atanması, ilgili işçi sendikasının tek taraflı bir atama işlemiyle olur. Atama,
temsilci olacak kişinin (kişilerin) belirlenmesi ve belirlenen bu kimselerin
kimliklerinin sendika tarafından işverene bildirilmesiyle gerçekleşir.
Bildirimin, atama kararının verilmesinden itibaren 15 gün içinde yapılması
gerekir. İspat kolaylığı sağlayacağından yazılı (hatta Noter kanalıyla)
bildirim yapılması önerilir.
Dikkat
edilecek önemli bir nokta; temsilcinin, atanacağı o işyerinde çalışan (o
işyerine hizmet sözleşmesiyle bağlı) işçiler arasından belirlenip atanacağıdır.
O işverenin işçisi olsa bile başka işyerinde çalışan birisi bu işyerine
temsilci atanamayacağı gibi bu işyerinde çalışan fakat başka işverene bağlı bir
işçinin (ödünç alınan işçi) de buraya temsilci atanması mümkün değildir. Ödünç
işçi ancak kendi işverenine (ödünç verene) ait işyerinde temsilci olabilir.
Yasa,
atanacak temsilci sayısını işyerindeki işçi sayısını dikkate alarak azami
sayılar biçiminde saptamıştır. Buna göre, temsilci atanacak işyerindeki işçi
sayısı,
1-50
arasındaysa 1,
51-100
arasındaysa en çok 2,
101-500
arasındaysa en çok 3,
501-1000
arasındaysa en çok 4
1001-2000
arasındaysa en çok 6,
2000’den
fazla ise en çok 8 temsilci atanabilir.
TİS
ile bu sayının artırımı geçersiz olduğu gibi, sözleşme olmadan yasal sayıyı
aşar biçimde temsilci atanması da geçersizdir.
2.1.3. Faaliyetlerden Yararlanmanın Kuralları
Sendika
(ve konfederasyon)ların faaliyetlerinden yararlanma, gelişigüzel sunulan bir
olanak değildir. Tam tersine, mevcut hukuk kuralları incelendiğinde,
faaliyetlerden yararlanmanın birtakım kurallara bağlandığı ve bu çerçevede
çeşitli yöntemlerin öngörüldüğü anlaşılır. Mevcut sistem şöylece
özetlenebilir.
-Sendika
ve konfederasyonların faaliyetlerinden yararlanmanın en doğal yöntemi, o
sendikaya (konfederasyona) üyeliktir. Buna “üyelik yoluyla yararlanma” adı
verilir. Üyelik yoluyla yararlanma, hem tüm faaliyetlerden yararlanmayı sağlar
hem de başkaca bir şeye gereksinim göstermez. Ancak bu yol ile yararlanmada
doğal olarak üyelik aidatı ödenecektir.
-Doğal
afette yapılanlar dışındaki faaliyetlerden yararlanmanın bir başka yolu “ilgili
sendika ve konfederasyonun yazılı muvafakati”dir.
2.2. Sendika (Ve
Konfederasyon)lara Yasak Faaliyetler
Yasa
koyucu sendika ve konfederasyonlara birtakım faaliyetleri yasaklamıştır.
Aşağıda göreceğimiz bu yasakların kapsamı önceleri daha genişken zamanla
daraltılmış yahut mevcut yasaklar yumuşatılmıştır. Önemi nedeniyle belirtilsin
ki, yasakların bir kısmı bizzat Anayasa ile getirilmişse de sonra bunlar
yürürlükten kaldırılmıştır. Şu an mevcut yasakları şu ayırımla inceleyebiliriz.
2.2.1. Cumhuriyetin Niteliklerine ve Demokrasi
Esaslarına Aykırılık
Anaysa,
sendikaların ve üst kuruluşların tüzüklerinin, yönetim ve işleyişlerinin
Cumhuriyetin temel niteliklerine ve demokrasi esaslarına ayıkırı olamayacağını
belirtmiştir.
2.2.2. Siyaset Yasağı
Sendikaların
doğuş ve gelişim dinamiği ile baskı grubu nitelikleri dikkate alınırsa,
onların siyasal alandan soyutlanmasının mümkün bulunmadığı anlaşılır. Ancak
gerçek boyutuyla siyasetin, demokrasinin vazgeçilmez öğeleri niteliğine sahip
siyasi partilerce yapılacağı da gözden ırak tutulamaz. O halde sendika ve konfederasyonlar,
adeta bir siyasi parti niteliğine bürünmeksizin siyasal faaliyette
bulunabilmelidir. Fakat bunda, üyelerinin çalışma ilişkilerindeki sosyal ve
ekonomik hak ve çıkarlarını korumak ve geliştirmek kaygısı bulunmalıdır.
2.2.3. Diğer Sosyal Tarafa Karışma Yasağı
İşçi
ve işveren ile bunların sendika ve konfederasyonları kökeninde birbirlerine
karşı taraflardır. Bunlara sosyal taraflar adı verilir. İşte bu çıkar
ve köken farkının korunabilmesi için, her bir tarafın saflığını muhafaza etmesi,
homojenitesini sürdürmesi gerekir. Buna, yabancı hukuk sistemlerinden aldığımız
ve bizde de yerleştiği söylenebilecek deyimiyle “saflık ilkesi” denir.
Anılan ilkeye göre; işçi sendika ve konfederasyonlarına işverenin ve işveren örgütünün;
işveren örgütüne ise işçi sendika ve konfederasyonunun “doğrudan veya dolaylı
biçimde karışması” yasaktır. İşçiler ancak işçi sendikasına kurucu/normal üye
olabilir, işçi sendikaları da sadece işçi sendikaları konfederasyonuna
kurucu/normal üye olabilirler.
2.2.4. Ticaret Yasağı
Ticaret,
kâr elde etmek amacıyla yapılan bir faaliyet olup özellikle ticaret
ortaklıklarında, ortaklığın sağladığı kâr ortaklara dağıtılır. Oysa sendika ve
konfederasyonların amacı, üyelerinin çalışma ilişkilerindeki ortak sosyal ve
ekonomik hak ve çıkarlarını korumak ve düzeltmektir. Bu haliyle ticari
faaliyet, sendika ve konfederasyonların varlık sebebine ve amaçlarına
aykırıdır.
2.2.5. Yardım ve Bağış Yasağı
Sendika
ve konfederasyonlar yasal istisnalar dışında üyeleri dahil kimseye borç
veremezler ve bağışta bulunamazlar.
2.2.6. Amaç Dışı Mal Edinme Yasağı
Sendika
ve konfederasyonların mal edinip edinmemesine doğrudan yöneltilmiş bir kural
yoktur. Ancak bunlar tüzükleriyle belirlenen amaçları dışında faaliyet
gösteremeyeceklerinden, sadece amaç ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde taşınır
ve taşınmaz mal edinebilirler.
2.2.7. Amaç Dışı Faaliyet Yasağı
Sendika
ve konfederasyonların dini amaçla kurulması ve faaliyette bulunması
yasaklanmıştır(Akyiğit, 2013:430).
Gratuitous Scandals At the MGM Grand Casino in - MapyRO
YanıtlaSilGrand Casino, 속초 출장마사지 Las Vegas, 김제 출장마사지 Nevada 광주 출장샵 - October 13, 2016. Credit: MGM Grand Hotel & Casino. GRATuitous Scandals The Casino 진주 출장샵 opened in 1990 and reopened in 상주 출장샵 2000