1.
İş Hukukunun Açılımı:
İş hayatında
çalışanları, “bağımlı çalışanlar” ve “bağımsız çalışanlar” olmak
üzere iki gruba ayırabiliriz. İş hukuku bağımlı çalışanlardan sadece işçileri
ele almakta ve bunların işverenlerle olan ilişkilerini düzenlemektedir.
Bağımsız çalışanlar ise iş hukukunun kapsamı içerisinde yer almaz. Bağımlı
olarak çalışanlar grubuna işçilerden başka memurlar girmekte ve bunların durumu
ise idare hukukunda düzenleme altına alınmıştır Bu bağlamda, iş hukuku,
“bağımlı çalışma olgusunu düzenleyen özel bir hukuk dalı” olarak kabul
edilebilir. Buradaki bağımlı çalışmadan kastedilen, başkasının iş
organizasyonuna katılarak ve başkasınca belirlenen bir şekilde iş görmedir.
İşçinin
işverene olan bağımlılığı dikkate alındığında, iş hukukunun işçiler gibi
işverenler açısından da ele alınması gerekmektedir. Ancak, işveren işçi
çalıştırması halinde iş hukukunun konusuna girecektir.
İş hukukunda
yoğun bir devlet müdahalesi yaşanmaktadır. İş hukukunun önemli bir niteliği
sadece işçi-işveren değil, işçi-işveren-devlet ilişkilerinin düzenlenmesinde
kendini göstermesidir. İşçi ile işveren arasındaki çalışma barışının
kurulmasında devletin rolü ve müdahalesi, bunlarla devlet arasındaki hukuki
ilişkilerin kurulmasına yol açmış ve devlet de zaman zaman getirdiği işçi
yararına nispi normlar ile iş hukukunun içinde yer almıştır. Ancak çalışma
hayatında devlet, sadece emredici hukuk kuralları koyan, iş ve işçi bulma
görevini yapan, uyuşmazlıkları çözen ve çalışma hayatını denetleyen bir kuvvet
olmayıp aynı zamanda bilfiil işveren olarak da işçi ve işveren yanında üçüncü
bir taraf gibi yer almaktadır.
Ayrıca iş hukuku
yalnızca iş sözleşmesinin tarafları arasındaki ilişkiyi düzenlemez. Bu
tarafların herbirinin üye olabildiği örgütler de iş hukukuna konu olmaktadır.
Bu bağlamda iş hukuku, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışanlarla, çalıştıranlar
ve bunların örgütleri ile devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar
bütünüdür.
İş hukukunu “bireysel
iş hukuku” ve “toplu iş hukuku” olarak iki alt kategoride ele almak
mümkündür.
Bireysel
iş hukuku, tek işçiyle tek işveren arasındaki ferden kurulan iş ilişkilerini konu
alır. Bu bağlamda, işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinin kurulması, son
bulması, son bulmasının sonuçları, işçi ve işverenin birbirine karşı olan
borçları bireysel iş hukukunun kapsamına girmektedir.
Toplu
iş hukuku, ise günümüzde işçi ve işverenler çoğunlukla bireysel olmaktan öte, toplu
olarak karşı karşıya gelmekte; örgütlü şekilde bireysel hak ve menfaatlerini
korumaktadırlar. Bu bağlamda toplu iş hukuku, işçi ve işverenlerin
örgütleri, işçi ve işveren örgütlerinin birbirleri ve devletle olan ilişkileri,
bu örgütlerin faaliyetleri, toplu iş sözleşmeleri, toplu iş uyuşmazlıkları ve
bunların çözüm yolları gibi konuları ele almaktadır (Kocabaş, 2013:10).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder