10 Temmuz 2014 Perşembe

İş Hukukunun Özellikleri:

1.     İş Hukukunun Özellikleri:
Türk iş hukukunda 6 temel özellik karşımıza çıkar. İş hukukunun özelliklerini incelediğimizde çalışma ilişkilerinde işçinin dezavantajlı olan durumunun dikkate alınarak işçiyi koruyucu özelliler ön plandadır.
1. İşçinin Korunması Ön Plândadır
İşçinin işverene karşı ekonomik açıdan güçsüzlüğü ve bağım­lılığı, onun işveren tarafından olumsuz koşullara çekilmesine mü­sait bir ortam oluşturabilir. Buna fırsat vermemek için, ekonomik ve sosyal açıdan güçsüz işçinin çeşitli yönlerden işverene (ve hatta bazen 3. kişilere) karşı korunması gerekir. Bu korumaya çalışma ve dinlenme süreleri ile ücrete ilişkin hükümler örnek gösterilebilir. Anayasanın “sosyal devlet” ilkesi ile sosyal güvenlik ve temel haklarla ilgili hükümlerinin de bu anlayışı desteklediği söyle­nebilir.

2. Kuralları Genellikle Nisbî Emredicidir


*                      Öz Bilgi
Aksinden işçi çıkar sağlıyorsa uygulanabilen emredici hukuk kurallarına nisbi emredici hukuk kuralı denilir. 
Bilindiği üzere hukuk kuralları (aksinin kararlaştırılıp kararlaş­tırılamaması yönünden) “yedek hukuk kuralları” ve “emredici (bu­yurucu) hukuk kuralları” diye ikiye ayrılır. Emredici olanların aksi kararlaştırılamaz, eğer kararlaştırılırsa geçersizlikle karşılaşır. An­cak iş hukukundaki emredicilik kendi içinde ikiye ayrılır: Nisbî emredicilik ve mutlak emredicilik. Nisbî emredici kurallar, aksi ancak işçi lehine olmak koşuluyla kararlaştırılabilen kurallardır. Örneğin, yasal asgari ücrete ilişkin hüküm böyledir. Asgari ücretten aşağı ücret ödenmesi kararlaştırılamaz fakat daha yükseği kararlaştırılabilir. Buna karşın mutlak emredici kurallar işçi lehine bile aşılamayan kurallardır. Örneğin, İş güvencesiyle ilgili işe başlatmama ve boşta geçen sürelere ait ödemeleri artırmak işçinin lehinedir ama böyle bir artırım geçerli değildir.

3. İşçi Lehine Yorum Geçerlidir

İşçinin iş ilişkisindeki zayıf konumu, iş hukukuna ait herhangi bir kuralın anlamında tereddüt yaşanması halinde, işçi lehine yorum yapılmasını gerektirir. Nitekim Yargıtay’a göre de “Delillerin hü­küm vermeye yeterli olmadığı ya da kesinlik göstermediği durum­larda işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkelerinden hareket edilmelidir. Ancak bir konu işçinin aleyhine de olsa yasada netlikle düzenlenmişse, işçi lehine yorum yoluyla yasayı hiçe saymak mümkün değildir, yasal çözüme itibar edilir. İşçi lehine yorumu engelleyecek bir başka husus ise toplum (kamu) yararıdır. Eğer bir kuralın yorumunda toplum yararıyla işçi­nin yararı (korunması) çakışırsa, toplum yararına öncelik verilir.

4. İşçinin Kişiliği Önem Taşır

Hizmet sözleşmesi bir satım veya kira ilişkisi değil, işçiyle işveren arasında karşılıklı edimlerin (mübadelesini) değiş-tokuşunu öngören sürekli ve kişisel bir ilişki kurar. Bunun bir sonucu olarak da (ileride görüleceği üzere) taraflar arasında sadakat/işçiyi gözet­me vs. gibi birtakım yükümlülükler oluşur.

5. Yönetime Katılmak Mümkündür


Batı ülkelerindeki kadar gelişmiş olmamakla birlikte bizde de işçilerin işin ve işyerinin yönetimine katılmaları mümkündür. Yasal olarak sadece yıllık ücretli izin kurulu, iş sağlığı ve iş güvenliği kurulu gibi birkaç noktada öngörülen yönetime katılma asıl TİS ile sağlanmaktadır. Gerçekten TİS ile işyerlerinde işçi ve işveren tem­silcilerinden oluşan kimi kurullar öngörülmekte ve işçilerin belli ölçüde de olsa böylece yönetime katılması mümkün kılınmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder